Kimya Bilimi

Simyanın Kimya Bilimini Oluşturması

Simyanın Kimya Bilimini Oluşturması. Bilimin bugünkü gelişmişliğini anlayabilmek için geçmiş çağları iyi incelemek gerekir. Eski çağlarda her kuşak önemli bir şeyler aramış, önemli çıkarımlarda bulunup yazmış ve bulunanları bilim tarihinde belirli yerlere yerleştirmiştir.

Simyanın Kimya Bilimini Oluşturması

Kimyanın doğuşunun medeniyetin ilk adımları ile başladığı düşünülmektedir. İnsanlar günümüze kadar sürekli bir arayış içinde olmuşlardır. Önceleri sadece yaşama ihtiyacı, daha sonraları ise iyi yaşama isteği insanları doğanın kaynaklarından yararlanmaya zorlamıştır. Günümüzden on binlerce yıl önce insanlar, doğadaki besin maddelerini toplamak ve avlanmak için çeşitli araçlar kullanmaya başlamışlardır. Çiğ et ve topladıkları meyveleri yiyen insanların bunları değiştirerek yeni maddeler hazırlamaları çok gecikmemiştir.

Ateş yakma, besinleri pişirme, büyük bir beceri ile topraktan çıkarılan maden filizlerinden demir ve tunç elde etme, kumaşları beyazlatma, çömlek ve başka eşyalar yapma süreci günümüze kadar sürmüştür.

Simya nedir, Simyacı Kimdir?

Kimya kelimesinin (Latince chimia, Yunanca chumia) kökeni hakkında çeşitli görüşler vardır. Bir görüşe göre eskiden Mısır’da yaşayan Koptlar, kara toprak anlamına gelen bu kelimeyi kullanmışlardır. Daha sonra Araplar kelimeyi kendi dillerine el-kimya olarak almışlardır.

Eski Mısır’da bulunan İskenderiye Okulunda, Hindistan, Çin ve Antik Yunan’da beslenme, barınma, boyama, dokuma, süsleme amaçları ile birçok simyacı sürekli çalışmıştır. Simyacı (alşimist), maddeleri birbirine karıştırıp değiştirmeye çalışan kişidir. Simyacıların yaptıkları çalışmaların geneline de simya (alşimi) denir.

Simyacılar ölümsüzlük iksirini (ab-ı hayat) keşfetmek ve sonsuz zenginliğe (filozof taşı) ulaşmak için çalışmalar yapmışlardır. İçildiğinde ölümsüzlük getiren iksir ve bir cisme dokundurulduğunda altına çeviren filozof taşı bütün çalışmaların temeli olmuştur.

Simyacılar soda (a), kükürt (b), cıva (c), sönmüş kireç (d) maddelerini keşfederek kullanmışlardır.
Simyacılar soda (a), kükürt (b), cıva (c), sönmüş kireç (d) maddelerini keşfederek kullanmışlardır.

Simya bir bilim değildir ve simyacılar deneme-yanılma yolu ile çalışırlar. Simyacıların çalışmaları sistematik bir bilgi birikimi içermez ve bu çalışmalar teorik bir temele dayanmaz. Simyacılar çalışmalarında günümüzde de geçerliliği olan damıtma, çözme, kavurma, katılaştırma, sabitleştirme, yumuşatma, süblimleştirme, süzme, dinlendirerek çöktürme, eritme, mayalandırma, kristallendirme gibi yöntemleri kullanmışlardır. Bu yöntemleri kullanarak yaptıkları çalışmalarda yemek tuzu, soda, kostik, kükürt, cıva, sönmüş kireç, tuz ruhu, kezzap ve zaç yağı gibi maddelerden yararlanmışlardır.

Simyacıların bildiği bazı maddelerin günümüzdeki kullanım alanları
Simyacıların bildiği bazı maddelerin günümüzdeki kullanım alanları

Yukarıdaki tabloda yüzlerce yıldır bilinen bazı maddelerin günümüzdeki kullanım alanları verilmiştir. Kimya bir bilimdir. Kimyacı ise bir bilim insanıdır. Kimyacı deneme-yanılma yolu ile çalışmaz. Sistematik ve bilimsel çalışmalar yapar. Bu çalışmalar deneyseldir. Kimyacıların araştırmaları maddenin yapısı ve özellikleri çerçevesinde ilerlemiştir.

Kütle Ölçümünün Önemi

Kimyacılar, yaptıkları deneylerde teraziyi kullanarak kütle ölçümüne önem vermişlerdir.  Aynı zamanda ortaya atılan teorilerin yapılan deneyler ile doğrulanması simya çağının kapanıp kimya biliminin başlaması olarak kabul edilir. Eski çağlarda simya, toplumsal iş bölümü yoluyla gelişmiş olan sanatsal bir üretim şekliydi. Simyacıların yaptıkları çalışmalar bugün bir bilim olarak kabul edilmemektedir. Dolayısıyla simyacıların çoğuna da bilim insanı denilmemektedir. Ancak yapılan araştırmalar sonucunda bugün kimya, tıp, metalürji gibi alanlarda simyacıların etkileri kanıtlanmıştır. Simyacıların kullandıkları maddelerin ve uyguladıkları yöntemlerin birçoğu bugün de kullanılmaktadır.

Örneğin su arıtma tesisinde uygulanan işlemlerin çoğu, simyacılar tarafından bilinen yöntemlerdir.

300 yılından 1600 yılına kadar simya çağında soy olmayan metallerden altın yapma amacı tamamen ön planda olmuştur. Simyayı izleyen dönem, iyatro kimya çağıdır. 1700’lü yılların başına kadar uzanan bu dönemde, iyatro kimyacıların amacı, ilaç hazırlamak ve ölümsüzlük iksirini bulmak üzerinedir.

Diğer konular için buraya tıklayabilirsiniz.

İlgili Makaleler

Bir Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu